KRAVAT DEVRİMİ
Rivayet muhtelif olsa da, bir Hırvat icadı olduğu söyleniyor… Zaten kelime olarak da Hırvat anlamına geliyormuş… 1630’lu yıllarda, o zamanki Fransa Kralı XIII. Louis, Hırvat paralı askerlerden oluşan bir süvari birliği kurmuş… Bu askerler de, kendilerini diğerlerinden ayırt etmek için, boyunlarına fular gibi bir şey bağlamaya başlamışlar...
Boynunda düğümlenmiş fularlı askerleri gören halk, onların “Croate”, yani Hırvat olduklarını anlıyormuş. Zaman ilerledikçe, “Croate” kelimesi “Cravate” haline dönüşmüş ve Hırvat olmayanların da boyunlarına düğümledikleri yaygın bir şıklık simgesi olmuş.
İnternetten edindiğim bilgiye göre hikayenin aslı buymuş…
Tüm toplumlarda olduğu gibi bizde de kravatlı olmanın simgesel bir anlamı vardır… Özel sektördeysen “beyaz yakalı”, kamuda isen “devletlu” olduğunun göstergesidir…
Mevcut idarecilerimiz 15 yıllık iktidarlarında; yıllara sari, başörtüsü meselesi, dini nikah, zorunlu tasarruf ve konut edindirme yardımı gibi birçok kronikleşmiş meseleye el atarak çözüme kavuşturdular…
Zamanla bağışıklık mı kazandılar yoksa taka taka hoşlarına mı gitmeye başladı bilemiyorum ama kravat meselesine bir türlü sıra gelmeyince bize de bu hususta bir iki satır yazmak vacib-i kifaye oldu...
Hani cumhuriyetin “kazanımları” arasında yer alan şapka kabilinden olsaydı bir şey demeyecektik… Neticede anayasa ile korunan itikadi hükümler arasında yer aldığından isteseler de bir şey yapamazlar diye mazur görecektik…
Ama kravat mecburiyetin kalkması için Devlet Memurları Kanununda bir kelimelik değişiklik yapmak yeterli…
Tabii tümüyle yasaklansın demiyoruz… Necide bu işin bir endüstrisi var ve halen ellerinde onlarca kravat stoğuyla yakalanacak binlerce memurinin hayal kırıklığı var…
Her değişimde olduğu gibi bir miktar gürültü koparacaktır… “İran’a mı benzeyeceğiz” yollu itirazlar yükselecektir… Ama önümüzde Yunanistan başbakanı Tsipras örneği var… Adam hem dibine kadar laik, hem de komünist… Avrupa Birliğinden gelen tüm baskılara rağmen ülkesinin ekonomik yönden iki yakasının bir araya getiremediğinin sembolü olarak kravat takmamakta ısrar ediyor…
Dolayısıyla bir miktar muhalefet olsa da ideolojik bir paketle servis edilmesinin altyapısı bulunmuyor…
Gelelim kravat takmamanın; kamusal, sosyal, sınıfsal, ruhsal ve bilumum …sal yararlarına:
1-Yazın havanın kırk dereceleri bulduğu ortamlarda dahi kravat takan memurlar, sıcaktan bunalmamak için; genel bütçeden karşılanan klimalara asılıp devletin enerji sarfiyatına olumsuz katkıda bulunmaktadırlar…
2-“İnsanlar kıyafetleriyle karşılaşır, liyakatlarıyla uğurlanırlar” diye bir deyim vardır… Şık bir Vakko kravatın arkasına gizlenerek parıldıyan bir çok memur artık kıyafetleriyle değil likayatlarıyla karşılanmak zorunda kalacaklardır… Böylelikle “bir kravat, bin ayıp örter” vebalinden ebediyen kurtulacaktır…
3-Uzun süre masabaşı çalışmaktan ötürü anatomik deformasyona maruz kalarak ensesi kalınlaşan memurların; düşük beden, geniş yaka gömlek aramak gibi beyhude arayışları sona erecektir…
4-Kravatın daha şık durması için gömlek üst düğmesinin sıkıca iliklenmesinden dolayı beyne yeterince kan pompalanamamaktan kaynaklanan dolaşım meselesi halledileceğinden; vatandaş olarak kafası daha iyi çalışan memurlarla muhatap olma şansımız artacaktır…