DELİ DUMRULŞEHİR BELEDİYESİNİN HAR(A)ÇLARI
Şehrin hengamesinden bunalan birçok insanın, hafta sonlarında kaçabileceği, eline kazma-kürek alarak debeleneceği bir bahçe hayali olmuştur…
Sonunda Allah nasip etti... Gölbaşı-Haymana yolu üzerinde birbuçuk dönümlük imarlı bir tarla almaya muvaffak olduk…
Ağaç, fidan, bostan derken nefis bir türlü körelmiyor… İçinde şöyle “pembe panjurları” olan müstakil bir ev de olsa fena mı olur, hevesine kapıldık…
Sağdan soldan tanıdık mimar mühendislerle konuştuk… Kırk- ellibin TL’den başlayan çelik evlerden tutun da villa projelerine varıncaya dek farklı seçeneklerle karşılaştık…
Amma velakin işin başında numeretajmış, aplikasyonmuş, zemin etüdüymüş, plan projelermiş derken birçok merciden bir sürü belge temin etmen gerekmekte…
Aslan payını da “yol katılım bedeli” altında belediyeler alıyormuş… Ama her ne hikmetse metrekaresi belli olan bahçe için ne miktar har(a)ç ödeyeceğimizi falcılar bile kestiremiyor…
Ancak ve ancak plan proje de dahil olmak üzere yaklaşık 20.000 TL masraf yaptıktan sonra bu rakamı öğrenme şansına sahip olabiliyorsunuz…
İki üç aylık ön hazırlık işleminden sonra nihayet Büyükşehir belediyesinin kapısını çalacak aşamaya geliyorsunuz… İnşaat ruhsatı alabilmek için önünüze 74.000 TL lik bir fatura çıkarıyorlar….
Bilahare başvuracağımız ilçe belediyesinden sizleri hangi sürprizlerin beklediğinden haberiniz yok… İşin uzmanlarına göre, sağa sola 100.000 TL yi aşkın har(a)ç ödedikten sonra ancak bismillah deyip inşaatın temelini atabiliyorsunuz… Sizin anlayacağınız kendi imarlı bahçenize yapacağınız müstakil evin toplam maliyetinden daha fazlasını daha işin başında devlete ödemek durumunda kalıyorsunuz…
Çarpıklık sadece bununla kalsa iyi…
Toprak yolun öbür tarafında geçen elektrik hattının önüne, sıcak asfalt dökmekte olan belediyeciye “ilerde abonesi olacağım elektrik için, siz daha asfalt döşemeden kepçeyle kazıp kablo borusunu yerleştirsem ve bir daha asfaltı yarıp zarar vermesem olmaz mı” dediğinizde, adamcağız “ister şimdiden döşeyin, isterseniz asfalt attıktan sonra asfaltı yarıp altına döşeyin her halükarda sizden asfalt bozma ve yeniden tamir etme parasını alacağımız için faydası olmaz” demesine rağmen yine de milli servettir, tekrar kazılmasın diye parasını tekraren ödemeyi göze alarak boruyu alta oturtuyorsunuz…
Hani sokak ve caddelere serdikleri sıcak asfaltın daha dumanı tüterken; telekom hattıymış, internet koblosu döşeniyormuş gerekçesiyle birileri tarafından tekrar kırılıp tahrip edilir ya… Meğerse hepsi belediyelerin dolaylı kazanç kapısı haline geldiği için yapılıyormuş… Yani “ben yaptıktan sonra sen boz ki, senden üç misli yama parası alma imkanım doğsun” zihniyetiyle yolların delik deşik edilmesine müsaade ediliyormuş… Bu arada aniden önüne çıkan hendeğe düşen arabanın amortisörü patlamış, çocuğun bisikleti devrilmiş kimin umurunda…
Öte yandan, evin temeline denk gelen toprağı dışarıya götürmek yerine bahçenin yüzeyine yayıp araziye derinlik kazandırayım diyorsunuz, adamlar buna rağmen temelden ne miktarda hafriyat çıkacağının metreküp hesabını yaparak belediyenin toprak deposuna götürme har(a)cını peşinen tahsil edip gerisini takdire bırakıyorlar…
Su ve kanalizasyon aboneliğine sıra gelmediğinden, belediyenin bunlar için ne tür “kuru yolum” taktikleri geliştirdiğinden bihaberiz…