HASBIHAL-1
-Hakim bey,
Üşenme hakim bey,
Uyan gecenin bu son çeyreğinde
Senin pencerenin dışında da hayatlar yaşanıyor,
Yağmur sessiz yağıyor bu gece
Çöpten ekmek topluyor yoksul çocuklar,
Her yağmur tanesi
Vicdanımdan damlıyor bu gece
--Üşenmiyorum. Hiç üşenmedim şimdiye kadar.
Ve uyumuyorum.
En çok Hakimler uykusuzluk çeker.
Gecenin zifiri karanlığında, derin uykulardan uyanır Hakimler.
Sigara içiyorsa ilk onu arar elleri sehpanın üzerinde.
Çakmağı bulur hemen sigaranın yanında.
Gece lambasının loş ışığında çakmağını çakar.
Sonra mavi alevlerin tutuşturduğu sigarasından derin bir nefes çeker.
Perdeyi aralar dışarı bakar.
Yağmur yağıyorsa, onun da vicdanından damlar her zerre.
Çöpten ekmek toplayan yoksul çocuklarının vebali herkesin üstünde
Yeri sıcaktır ama yüreğine her daim kar yağar hakimlerin
-Hakim bey
Şimdi düşün ki bir kozmik mekandayız
ve gerçekte olmayan bir zamandayız;
yani soyutla adını sanını senden
ve kendi alevlerinle yanıp kül ol,
anlattıklarımla küllerinin üstünde yarat kendini yeniden.
Sabah olup da kar durunca, sen cüppene ben voltama döneriz nasılsa.
Şimdi lütfen dinle beş dakika ya da iki sayfa;
-Evet dinliyorum.
Yıllardır dinliyorum.
Hep önce dinledim
Dinlemeseydim kendim olamazdım, hakim de.
Sustum ve dinledim hep duruşma salonlarında.
Eşimi, çocuğumu bu kadar dinlemedim belki.
Biriktirdim hep dinlediklerimi.
Paragraf paragraf, cümle cümle, kelime kelime hafızama nakşettim.
Bir kelimeyi kaçırmamak için.
Dinledim.
Evet şimdi de dinliyorum.
En son konuşmak için.
En sonunda konuşmak için.
Konuştuğunda da yaşanacak anları, günleri, ayları, yılları karartmamak için.
Sen voltana dönerken;
ben cüppeme ve dosyalarıma dönerim başka voltalar atılmasın diye.